Trakya Üniversitesi 40 Yaşında

Prof. Dr. Recep MESUT
Emekli Öğretim Üyesi
İSMİNİN GEREKÇESİ
Kırk yıl nasıl da geçiverdi! Bir kahvenin hatırı kadar. Bir üniversite tarihi için aslında “gençlik” kabul edilmelidir. Kuruluşunu ve kurucularını hatırlayanlar azaldı. İlk yıllarda görev yapanlar artık emekli oldu. Bazıları hayata veda etti, bazıları halâ direniyorlar.
Evveliyâtı vardı: İstanbul’da, Edirne Tıp Fakültesi kadrosunda, fakat Cerrahpaşa’da görevlendirilmiş “uzman” olarak çalışıyordum. Mesaiye devam ediyor, teorik ve pratik derslere giriyordum. Bana, “…Edirne’deki inşaatlar çok yavaş gidiyor, en az 10 yıl daha İstanbul’dayız…” demişlerdi. Fakat burası Türkiye, dinamik bir ülke, önceden hiç bir şey belli olmuyor. Ve olaylar hızla gelişti:
1980’de, 12 Eylül askeri darbesi ile başladı. Darbenin gerekçesi üniversitelerdeki militanlar anarşisi idi – hedef de üniversitelerin zapturapt altına alınmasıydı.
1981’de, 6 Kasım’da YÖK kanunu çıkartıldı. Değişik bakanlıklara ve kuruluşlara bağlı lise sonrası okullar (enstitü, akademi, yüksekokul) üniversite bünyesine alındı ve tek bir YÖK (Yüksek Öğretim Kurulu) çatısı altında toplandı.
1982’de, 20 Temmuz’da üniversitelerin adları ve bağlantıları Kanun Hükmünde Kararname (41 sayılı KHK) ile Resmi Gazetede ilan edildi.
Bizler Cerrahpaşa’da “eğreti gelin” sayılıyorduk ve gidecek gözüyle bakılıyorduk. Lâ çare Edirne’ye taşınacaktık, fakat kararname bekliyorduk. Yaz ortası geçiyordu. Eylül ayına nasıl yetişecekti?
Söz sahibi askeri yönetim idi ve “emir demiri keser” anlayışıyla hareket ediyorlardı. “Bölge Üniversiteleri” şeklinde, bütün ülkeyi kapsayacak biçimde organize etmek istemişlerdi. Trakya topraklarında (İstanbul hariç, fakat Çanakkale İlinin Anadolu yakası dâhil) tek bir bölge üniversitesinde karar kılmışlardı, fakat Rektörlük merkezi neresi olacaktı? Stratejik düşünen generaller Edirne’nin sınıra çok yakın olduğu için (yani Varşova Paktı esas tehdit sayılıyordu) Çorlu’da olmasını savunmuşlardı. Fakat Atatürk’ün bir sözü ağır basmıştı…”Edirne’den Van’a kadar üniversitelerle donatacağız” demişti. Yani, rahmetli Atatürk kurtardı Edirne’yi! Aynı kararnameye “Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi” de dâhil edildi. Atatürk’ün doğumunun (1881) 100-üncü yılı kutlanıyordu ve ulu önderin sözlerine itiraz kabul edilmiyordu.
Yeni kurulan üniversitenin adı hepimize büyük sürpriz oldu. “Edirne Üniversitesi” olacağı kesin gibi görünüyordu, çünkü 1967’den beri Edirneliler böyle bir üniversite için kamuoyu oluşturmuşlar ve dernekler kurmuşlardı. 1974’ten beri de İstanbul Üniversitesi’ne bağlı, adı “Edirne Tıp Fakültesi” olan tek akademik birim faaliyette idi.
41 sayılı KHK’nin 19.üncü maddesinde…”Edirne’de TRAKYA ÜNİVERSİTESİ adı ile yeni bir üniversite kurulmuştur” diye okuyunca şaşırdık. Çünkü Trakya tarihsel bir coğrafi bölge idi ve Yunanca kökenliydi. Osmanlı yıllarında önce Paşaeli (yani Avrupa fatihi Gazi Süleyman Paşa’ya izafeten), sonradan Rumeli denmişti. Bu deyim de Rumların yaşadığı topraklar demekti.
Kararnamede diğer bölge üniversitelerine de coğrafi adlar verilmişti (Marmara, Akdeniz, Uludağ, Erciyes gibi, fakat Türkçe coğrafi adlar). Gerçi Cumhuriyet döneminde Trakya-Paşaeli deyimi popüler olmuştu.
Diğer taraftan Trakya Üniversitesi demenin uluslararası boyutu vardı: Yunanistan daha 1974 yılında Batı Trakya’da bir Trakya Üniversitesi kurmuştu. Âdeti üzere antik bir Trakyalı filozofun (Abdera’lı Demokrit, M.Ö. 460-370) adını da eklemişlerdi: “Democritus University of Thrace”. Rektörlük merkezi Komotini (Gümülcine) idi, fakat İskeçe’de (Xanthi), Dedeağaç’ta (Alexandroupoli) ve Kumçiftliği’nde (Orestiada) bağlı birimleri vardı.
Traklar diye bilinen kadim millet ise çoktandır asimile olmuş, dilini ve dinini kaybetmişti. Trakça konuşan son bireyler M.S. 500-lü yıllarda yok olmuşlardı. Bugünkü ulus-devletler ise onların adına sahip çıkarak topraklarında hak iddia ediyorlardı. Tabi Türkiye’nin de itirazı vardı ve kendi müseccel hakkını 1982’de “Trakya Üniversitesi” adıyla dosta düşmana ilan etti.
Komünist iktidardan kurtulan Bulgaristan da biraz geç uyandı ve 1995 yılında Yukarı Trakya’nın Eski Zağra’da (Stara Zagora) bir “Trakia University” hayata geçirdi.
KAPSAM
Kırk yıl önce Üniversitemiz bugünkünden farklı idi. Her şeyden önce TRAKYA ÜNİVERSİTESİ bir BÖLGE ÜNİVERSİTESİ olarak kurulmuştu ve 4 İli kapsıyordu: Edirne, Kırklareli, Tekirdağ ve Çanakkale (1982’de kurulan diğer üniversiteler de “bölge üniversiteleri” şeklinde idi). Geniş bir coğrafyaya yayılan ve lise sonrası öğretim veren birimleri vardı: Fakülte, Enstitü, Yüksekokul (YO) ve Meslek Yüksekokulu (MYO).
Dört İlin toplam yüzölçümü 28,900 km2‘dir ki, bazı küçük Balkan ülkelerinden daha büyüktür:
Arnavutluk – 28,700 km2
Makedonya – 25,700 km2
Karadağ – 13,800 km2
Kosova – 10,900 km2
Çanakkale İlinin büyük kısmı Anadolu yakasında yer alıyordu ve Rektörlük merkezi Edirne’den 228 km uzak ve deniz aşırı kalıyordu. Edirne ise asimetrik konumda, sınır hattında kalmıştı, lâkin 1980 tarihli nüfus sayımına göre bu bölgede en kalabalık şehirdi (fakat Türkiye’de Rektörlük merkezi yapılan en küçük İl merkeziydi):
1980 2021
EDİRNE 72,000. 186,000
ÇANAKKALE 62,700. 195,000
TEKİRDAĞ 57,000. 204,000
KIRKLARELİ 36,300. 89,000
Hem nüfus, hem de coğrafi konum bakımından Edirne’ye istisnai öncelik verilmişti. Tarihi geçmişi malûm, fakat okullaşma oranı da gerçekten yüksekti. Çünkü Osmanlı döneminden başlayarak Edirne’de askeri ve sivil okulların her çeşidi vardı, ekalliyet okulları dâhil. Aradan geçen 40 yılda Çanakkale ve özellikle Tekirdağ İlleri sanayileşerek hızlı tempolarla büyüdüler, kendi müstakil üniversitelerini de hızla geliştirdiler:
1980 2021
Edirne İli 363,000. 412,000.
Çanakkale İli 391,000. 541,000.
Tekirdağ İli 360,000. 1,107,000.
Kırklareli İli 283,000. 366,000.
( Tekirdağ 2012’de Büyük şehir statüsü kazandı)
Diğer taraftan, 1982’de Varşova Paktı halâ mevcuttu ve Edirne ile Kırklareli “düşman hattında” sayılırdı, her tarafta askeri yasak bölgeler ve muazzam kışlalar vardı [hoş, “sözde müttefik” Yunanistan’a karşı da benzer tedbirler alınmıştı]. Türklerde askerlik erkeklikten sayılır ve Türk erkeklerinin üçte biri askerliğini Trakya’da yapmıştır (dolaştım Anadolu’yu ve Edirne’den geldiğimi söyleyince muhataplarımdan daima “askerliğimi orada yapmıştım” diyenler çıkardı).
Edirne’nin 1982’de Rektörlük merkezi seçilmesinde, daha önceden hayata geçirilmiş lise sonrası öğretim veren kuruluşların varlığı da önemliydi:
1) 1969’da EDİRNE EĞİTİM ENSTİTÜSÜ – Milli Eğitim Bakanlığına bağlı öğretmen yetiştiren 13-yıllık bir köklü kuruluş idi. Fiziki mekânı (Kurtuluş İlkokulu, Edirne Lisesi, Kız Öğretmen Lisesi) ve öğrenim süresi (2-yıllık, 3-yıllık, 4-yıllık) sık sık değiştirilmişti, fakat Ayşekadın semtinde geniş bir araziye sahip (113,570 metre kare), yataklı kısmı, mutfak ve yemekhanesi, kapalı spor salonu dâhil 38,000 metre kare kapalı alanı mevcuttu. Yeni üniversite Rektörlüğü’nün yerleşebileceği, mülkiyeti kendisine hemen devredilen tek seçenekti.
2) 1974’te kurulmuş olan EDİRNE TIP FAKÜLTESİ ise 6-yıllık yüksek lisans öğretimi veren bir fakülte idi. Şehir dışında, Hadımağa mevkiinde 2,257,290 m2 istimlâk edilmiş arsa üzerinde 1976’da temeli atılmıştı. Karkas bina henüz kullanılamaz haldeydi, fakat öğretim kadrosu (3 profesör, 8 doçent, 7 uzman ve 36 asistan) hazırdı ve Edirne’ye gelmeyi bekliyordu.
3) 1976’da EDİRNE DEVLET MÜHENDİSLİK ve MİMARLIK AKADEMİSİ de devreye girmişti (açılışı 21.02.1977). Türkiye’de 6 adet DMMA’dan (Ankara, İstanbul, Izmir, Konya, Elazığ ve Edirne) biri idi ve Edirne doğumlu, 5 kez Edirne milletvekili ve Demirel hükümetlerinde 3 kez Bakan olan Mehmet İlhami ERTEM’in (1918, Edirne – 1978, İstanbul) çabalarının ürünü idi. Akademi sayesinde Edirne’ye ünvanlı öğretim üyeleri de gelmişti [Başkan Prof. Dr. Selahattin ÇAKAL ve Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Nevzat ÖCAL]. 1977’de Edirne DMMA için âtıl kalan Karaağaç İstasyon Binası (96,241 metre kare) ve ek binaları MEB tarafından satın alınmıştı. Rölövesini Y. Mimar M. Arman GÜRAN yapmış, fakat tadilatı devam etmekteydi. Bu değerli arsa ve tarihi Gar binası da Trakya Üniversitesi’nin mülkiyetine geçti (1982’de ek 69,000 metre kare alan ilâve edildi).
4) 1976’da, Edirne’nin Karaağaç İlköğretim Okulunda EDİRNE MESLEK YÜKSEKOKULU da kuruldu. Dört programda (Maden, Elektrik, İşletme, Muhasebe) 2-yıllık ara insan gücü yetiştiriyordu, fakat kendi tapulu binası ve arazisi yoktu.
Trakya Üniversitesi’nin kuruluşundan 10 yıl sonra ilk ayrılan Çanakkale oldu – ÇOMÜ (1992, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi). Artık “Bölge Üniversitesi” yerine “Her İle Bir Üniversite” dönemi başlamıştı. 14 yıl sonra, 2006’da Tekirdağ NKÜ (Namık Kemal Üniversitesi), ve 15 yıl sonra, 2007’de Kırklareli Üniversitesi ayrıldılar. Ve 15 yıldır Trakya Üniversitesi Edirne İli ile sınırlı bir “İl Üniversitesi” hüviyetinde, fakat kazanılmış hak olarak bütün Trakya bölgesinin kurucu üniversitesi ismini taşımaktadır.


İLK KURULAN BİRİMLER
İlk kurulacak birimler kuruluş kararnamesinde zikredilmişti: toplam 13 birim (4 fakülte, 3 enstitü, 2 eğitim yüksekokulu ve 4 meslek yüksekokulu). Fakat bunların bir kısmı zaten mevcuttu:
1) Tıp Fakültesi’nin sadece “bağlantısı değiştirildi” (İstanbul Üniversitesi’nden yeni kurulan Trakya Üniversitesi’ne aktarıldı). E-5 yolundan gelip geçen gurbetçilerin şaşkın bakışları ve yerel gazetelerin “ismi var, cismi yok fakülte” serzenişleri üzerine İstanbul Rektörü yöneticileri acilen Edirne’ye gitmeleri için uyardı ve Dekanı görevden aldı (1981). Çünkü benzer tıp fakülteleri kiralık binalara iyi-kötü yerleşmişlerdi. Bir üniversiteye bağlı olduğu için ÜSYM 100 öğrenci kabul etmişti (bunlar da en mağdur öğrencilerdi). 8-yıldır okuttuğu üst sınıf öğrencileri ise Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezuniyetlerine kadar okutmayı kabul etti, fakat 1982 girişliler lâçare Edirne’de okuyacakları. Üniversiteyi teşkil eden diğer birimler Milli Eğitim Bakanlığına aittiler ve kararnameden sonra ön kayıtla öğrenci aldılar, fakat onların da üst sınıfları mezun etmeleri gerekti.
2) İkinci fakülte (Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi) ise Edirne DMMA’dan “dönüştürüldü”. 5 yıllık bu akademi de henüz eğreti durumda idi: Edirne Ticaret Lisesi’nin arkasında, tek katlı bir ek binada, “geçici” olarak zor belâ yerleştirilmişti. Kendileri için, 1971’den beri âtıl kalan Karaağaç İstasyon Binası TCDD’den (96 dönüm arazi) satın alınmıştı, fakat onarım çalışmaları bir türlü bitirilemiyordu. Bu fakültenin de öğretim elemanları ve öğrencileri vardı, fakat fiziki mekânı son derece yetersizdi.
İki yepyeni fakülte (Edirne’de Fen-Edebiyat Fakültesi ve Tekirdağ’da Ziraat Fakültesi) sıfırdan kurulacak ve 1982-83 ders yılına yetiştirilecekti.
İmkânlar ölçüsünde, ön kayıtla alınan öğrencilerin hepsi 3 ay gecikmeyle Edirne’de Rektörlüğün bulunduğu Ayşekadın kampüsünde derslere başlatıldılar.
3) Üç enstitü (Fen, Sağlık ve Sosyal Bilimleri) lisansüstü eğitim (master ve doktora) verecekti, mutlak aciliyet yoktu ve ilk aşamada ertelendiler.
4) Mevcut 2 Eğitim Enstitüsü [Edirne’de 1969’da ve Çanakkale’de 1974’te kurulmuştu] bina, donanım ve eğitimci bakımından en iyi durumda idiler. Fakat kararname bunların düzeyini “2-yıllık yüksekokul” (önlisans) seviyesine indirmişti ve sadece ilkokul “sınıf öğretmenliği” öngörüyordu. Maalesef bu iki okul için haksızlık oldu – “tenzili rütbe” yanında yeni üniversiteye hazır arsa ve binalarını kaptırdılar. Edirne Eğitim Enstitüsü için MEB Ayşekadın semtinde geniş araziye sahip (113 dönüm) ve 38,000 metrekare kapalı binaları yaptırmıştı. İşte bu kompleks Trakya Üniversitesi’nin nüvesini oluşturdu – tam 11 yıl (1982-1993) Rektörlük merkezi burasını kullandı. Ayrıca Fen-Edebiyat Fakültesi ve Mühendislik-Mimarlık Fakültesi de bu binalara yerleştirildi. Hatta Tıp Fakültesi bile üç sömestre, Ziraat Fakültesi de iki sömestre 1.sınıfları burada okuttular. Zamanla Fen-Edebiyat Fakültesi peyderpey (1999-2005) Tıp Fakültesi kampüsüne taşındı. Mühendislik-Mimarlık Fakültesi bu dar ortamda 24 yıl çekti (ancak 2006’da çevre yolunun ötesindeki ilk kampüsüne çıkabildi).
Fakat esas mağdur olan Edirne Eğitim Yüksek Okulu idi. Kalabalık öğrenci kitlesi vardı, ön lisans düzeyine indirilmişti ve Ticaret Lisesi’nin arkasındaki tek katlı bir binada 10 yıl sıkışıp kaldı. Burada YÖK’ün (yani İhsan Doğramacı’nın) farklı konsepti etkili oldu – lisans düzeyinde Eğitim Fakültesine gerek yoktu (ilkokul sınıf öğretmenliği yeterliydi). Nasılsa her üniversiteye seyyanen Fen-Edebiyat Fakülteleri kuruluyordu. Buradaki öğretim üyeleri diğer birimlere “servis dersleri” vereceklerdi, mezunlar ise lise ve ortaokullarda “alan öğretmenliği” yapacaklardı, en seçkinler ise temel bilimlerde akademik kariyer ve araştırmacı olacaklardı. Fakat “öğretmenlik formasyonu” kavgası çıktı ve 10 yıl sonra lisans düzeyinde Eğitim Fakülteleri kurulmaya başlandı (1991’de Çanakkale ve 1992’de Edirne fakülteye dönüştürüldü), Fen-Edebiyat Fakülteleri’nin de geleceği karartıldı.
5) Her bir İl merkezinde (Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale) birer 2-yıllık Meslek Yüksekokulu 1976’da MEB tarafından açılmıştı. 1978’de kapatılan bu okullar, 1980’de yeniden açılmış ve Trakya Üniversitesi bünyesine ön lisans programları olarak dâhil edilmişlerdi. Kendilerine ait bina ve arsaları olmayıp, Bakanlığa ait genel okullarda geçici koşullarda öğrenime devam ettiler ve sonuçta üniversite diploması aldılar. Edirne MYO Karaağaç yerleşkesinde yaklaşık 10 yıl idare etmiştir. Fakat Trakya Üniversitesi’nin gelişmesinde Meslek Yüksekokullarına öncelik tanınmış ve başarılı atılımlar sonradan yapılmıştır.
Trakya Üniversitesi’nden türeyen Çanakkale (1992), Tekirdağ (2006) ve Kırklareli (2007) üniversitelerinin internet sitelerine bakınca sadece bir cümle ile “Trakya Üniversitesinden devralınmıştır” ibaresini görürsünüz. Bundan sonrakileri hep kendileri yapmış, fakat 10 yıl veya 25 yıl evveliyattan bahsetmezler. Sadece o yıllarda mezun olan öğrenciler daha minnettardır. Facebook’ta “Çanakkale Eğitim Yüksek Okulu (ÇEYO) Mezunları” [986 üyeli herkese açık grup] artık emekli olmuş öğretmenler olarak, 30 yıl önce Trakya Üniversitesi’ne bağlı oldukları yılları gururla anlatmaktadırlar.



İLK KURUCULAR
Trakya Üniversitesi’nin kuruluş kararnamesi Resmi Gazete’de ilan edilmeden önce, 6 Kasım 1981’de esas kanun (YÖK) yayınlanmıştı. Fakat yeni kurulacak üniversitelerin belirlenmesi epeyi gecikti (tam 8,5 ay), çünkü Türkiye’de dağınık ve birbirinden ilişkisiz, lise sonrası öğretim veren okullar vardı. Milli Eğitim Bakanlığına, Milli Savunma Bakanlığına, Sağlık Bakanlığına, Ulaştırma Bakanlığına bağlı “yüksekokul”, “enstitü” veya “akademi” adı altında, standartları farklı okullar faaliyette idi. Bu ara süreçte hummalı kulis çalışmaları ve gazete haberleri ile tartışmalar sürdü gitti. Mevcut üniversitelerin çoğu bu tür okulların üniversite çatısı altına alınmasına karşı idi. En eski üniversitenin rektörü (İstanbul Üniversitesi, Prof. Dr. Cemi Demiroğlu) bu itirazlara katılmadı ve zımnen Prof. Dr. İhsan Doğramacı’yı destekledi. Trakya’da kurulacak yeni bir üniversitenin de belirleyici hamisi oldu. Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde aktif kuruculuk sergilemiş olan sınıf arkadaşı Doç. Dr. Ahmet Karadeniz’i teşvik etti ve profesörlük tezi hazırlayıp yeni kanuna göre Samsun Tıp Fakültesinde Profesörlüğe yükseltilmesini sağladı (Haziran 1982). Kendisine bağlı Edirne Tıp Fakültesinde tek Profesör olan Dekan Prof. Dr. Rüknettin Öğütman’ı görevden aldı ve en kıdemli doçenti (Farmakoloji Doç. Dr. İsmet Dökmeci’yi) Dekan Vekili atadı. Nitekim 13 Temmuz 1982’de İstanbul Üniversitesi’nde İsmet Bey de Profesörlüğe yükseltildi ve yeni kurulan Trakya Üniversitesi’nin Tıp Fakültesine Dekan oldu. Aynı zamanda Rektör Yardımcılığı (tedviren) da yaptı.
31 Temmuz 1982’de kurucu Rektör olarak Prof. Dr. Ahmet Tarık KARADENİZ atandı ve sağ kolu Prof. Dr. İsmet DÖKMECİ ile Edirne’ye hareket etti. Bu atamalardan önce Edirne’de Prof. Selahattin Çakal (Edirne DMMA Başkanı) ve İstanbul’da Prof. Dr. Rüknettin Öğütman (Edirne Tıp Fakültesi) kendilerini yeni üniversitenin Rektör adayı olarak görüyorlardı, fakat ikisi de pasif bulunmuştu. Prof. Dr. Cemi Demiroğlu’nun önerisi gerçekten isabetli oldu. 57 yaşında atanan ve 67 yaşında emekli olan Prof. Dr. Ahmet KARADENIZ, müthiş enerjisi, dürüst ve çalışkan kişiliği ile tam bir Karadenizli yetenekleri sayesinde 10 yılda Trakya Üniversitesi’ni ayakları üzerine oturttu. Akademik tecrübesi yoktu, üniversite öğrencilerine ders anlatmamış ve sınav yapmamıştı, fakat bir yaş büyük ağabeyi Fizik Profesörü Prof. Dr. Cemil KARADENİZ’i Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı olarak yanına aldı. Profesyonel üniversite hocası olan Cemil Bey, tecrübesi ve olgun kişiliğiyle, akademik yapılaşmada, ders programlarının ve sınav yönetmeliklerin çıkarılmasında önemli rol oynadı.
Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanlığına ise tecrübeli bir yönetici bulundu – Prof. İ. Hulusi GÜNGÖR. İstanbul DMMA’da Başkan Yardımcılığı yapmış (1969) ve Ankara DMMA’nın kurucu Başkanı olmuş (1973) ve Profesörlüğe yükseltilmişti. [MEB’e bağlı Akademilerde doktora yapma mecburiyeti olmadan, tecrübeli eğitimcilere Doçent ve sonra da Profesör unvanları verilebiliyordu. YÖK bu unvanları kabul etti, “Dr” yazılmaksızın]. Trakya Üniversitesi’nin kuruluş yıllarında Prof. Selahattin Çakal ve Prof. Hulusi Güngör bunlardandır. İTÜ Mimarlık Fakültesini birincilikle bitirmiş olan Hulusi Bey 5 ders kitabı yayınlamış ve “Mimarlık Dergisi”nin kurucusu olmuştu.
En zor koşullarda ise Tekirdağ’da kurulacak olan Ziraat Fakültesi idi. Kurucu Dekan olarak Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Sezen ŞEHİRALİ ikna edildi. Asli kadrosu Ankara’da kalmak üzere gelen Sezen Bey gerçekten sıfırdan başlamak mecburiyetinde kaldı. İki yıl şehir merkezinde kiralanan (Esnaf Kefalet Kooperatifinden) bir dairede hizmet verdi. Üstelik Rektörlük merkezinden de uzakta idi. İstanbul yolu üzerinde, Dereağzı mevkiinde 5000 m2 arazide geçici prefabrik tesisler tamamlandı (bilâhare Değirmenaltı mevkiinde 950 dönüm tarım arazisi kamulaştırıldı ve kalıcı binalar 1992 ve 1993 yıllarında bitirildi).
Rektör ve 4 kurucu Dekan, ilk Üniversite Yönetim Kurulu toplantısını ancak 16 Eylül 1982’de gerçekleştirildi. İlk ders yılı, iki ay gecikmeyle başlatıldı (3 Aralık 1982’de açılış töreni, 5 Aralık’ta fiilen dersler başladı).
Kurucu Rektör Prof. Dr. Ahmet KARADENİZ (1925-2020) 10 yıl (5-er yıllık iki dönem) görevini sürdürdü, 1992 yılı sonunda yaş haddinden emekli oldu ve 95 yaşına kadar yaşadı. Üniversitenin bütün törenlerine katıldı ve Edirne Belediyesi tarafından Onursal “hemşehri” ilan edildi. Mühendislik-Mimarlık Kampüsü ile Hastanenin Ameliyathane ünitesine ismi verildi.
Tıp Fakültesi kurucu Dekanı Prof. Dr. İsmet DÖKMECİ (1942, Çorum-İskilip – 2016, Edirne) 1,5 yıl sonra Dekanlık görevinden istifa etti, fakat Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanlığını 27 yıl bilfiil sürdürdü. Üç dönem Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü yaptı. 2009’da yaş haddinden emekli oldu ve Edirne’de ikamet etmeye devam etti. 23 Ekim 2016’da, 74 yaşında Edirne’de vefat etti ve Edirne’de toprağa verildi.
Fen-Edebiyat Fakültesi kurucu Dekanı Prof. Dr. Cemil KARADENİZ, yaş haddinden emekli oluncaya kadar 9 yıl görev başında kaldı, 1 Temmuz 1991’de emekli oldu ve 3 yıl sonra, 70 yaşında, 8 Ağustos 1994’te İstanbul’da vefat etti.
Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi kurucu Dekanı Prof. Hulusi GÜNGÖR iki dönem (6 yıl, 1982-1988 arası) Dekanlık yaptıktan sonra kendi isteği ile emekli oldu. 84 yaşında iken, 5 Nisan 2012 tarihinde İstanbul’da vefat etti.
Tekirdağ Ziraat Fakültesi’nin kurucu Dekanı Prof. Dr. Sezen ŞEHİRALİ bir dönem (1982-1985) Dekanlık yaptıktan sonra Ankara Ziraat Fakültesi’ne döndü. Fakat 6 yıl sonra (1991) kendi isteği ile 40/b maddesi uyarınca tekrar Tekirdağ Ziraat Fakültesi’ne 2 yıl geçici geldi, akabinde kadrosunu da istedi. 20 Şubat 2005 tarihinde Bölüm Başkanı iken, yaş haddinden emekli oldu. Halen 84 yaşında olup, ilk kuruculardan hayatta olan tek kişidir.





“MEÇHUL KURUCULAR”
Birçok ülkede “Meçhul Asker” Anıtı vardır. O ülkenin bekası için can vermiş isimsiz askerler topluca ifade edilir. Ve en saygın törenler bu anıt önünde yapılır.
Ben de Trakya Üniversitesini 40 yıl önce kuranları topluca ifade etmek istedim ve “Meçhul Kurucular” deyimini benimsedim. Tabi ki, Üniversiteyi kuran Rektör ve Dekanların yönlendirici ve sorumluluk taşıyan katkıları inkâr edilemez. Fakat bu Üniversite beş kişi ile kurulmadı. Bu bir ekip meselesiydi ve bir sürü cefakâr insanın emeği geçti. Her şeyden önce, üniversite bünyesine Kararname ile dâhil edilen birimlerin evveliyatı vardı, akademik kadroları ve idari personeli vardı. Bu şahıslar bir gün içinde kendilerini yeni üniversitenin elemanı olarak buldular, maaşları devam etti, mesai devam etti:
Edirne DMMA (32 akademik personel, bunlardan 1 profesör, 1 doçent)
Edirne Eğitim Enstitüsü (29 akademik personel- öğretmen)
Bu 61 kişilik ekip artık Edirne’ye yerleşmiş, ev-yer almış ve ailevi sorunlarını hal etmişti, fakat üst sınıflara geçmiş olan eski öğrencileri mezun etmek için çift tedrisat uyguladılar (1984 yılına kadar). Yeni üniversitenin yapılanmasında ise geçici idari görevler üstlendiler, vekâleten Fakülte Sekreterliği, satın alma memurluğu, personel amirliği yaptılar. Belirsiz 1982 yılında ve takip eden sonraki yıllarda işte bu “meçhul kurucular” dediğim arkadaşlar üniversiteyi ayakta tuttular. Bunların bir kısmı ayrıldı, nakil yaptı, istifa etti, fakat kalanlar metanetle her türlü görev üstlendiler. Önce hepsi “öğretim görevlisi” sayıldı, bazıları Fen ve Mühendislik Fakülteleri kadrolarında “yüksek lisans” ve “doktora” yaptılar ve Öğretim Üyesi de oldular. Takdir edilecek kişilerdir.
Edirne Tıp Fakültesi’nin de kadrosunda 54 akademik eleman vardı (3 profesör, 8 doçent, 7 yardımcı doçent, 36 asistan = Araştırma Görevlisi), fakat bunlar İstanbul’a yerleşmişlerdi, Edirne’ye gelmeleri 1983’ten sonra oldu. Fen Fakültesine Dekan Prof. Dr. Cemil Karadeniz tarafından alınan Biyoloji, Fizik, Matematik ve sonradan Kimya hocaları da en erken akademik kurulları dolduranlardır.
Gene de bu toplu “meçhul” kitle arasında bazıları çok uzun süre hizmet ettiler ve profesyonel yönetici olarak iz bıraktılar:
Doç. Dr. Cengiz Dane adeta bir rekordör sayılır. Kuruluşundan beri hep Edirne Meslek Yüksekokulu’nun Müdürlüğünü yürüttü – 23 yıl (1983-2006) ve bu okulun ikiye ayrılmasından sonra Edirne Sosyal Bilimler MYO Müdürü olarak daha 8 yıl devam etti ve 2014’te emekli oldu. Edirne Merkez’de en kalabalık öğrenci kitlesi ve 18 değişik ön lisans (2-yıllık) programı ile ara insan gücü yetiştirdi. Kendisi de Matematik alanında kariyer yaptı ve Doçent unvanı aldı.
Yrd. Doç. Dr. Abdullah Aras da 1983’te asaleten atandığı Edirne Eğitim Yüksekokulu’nun Müdürlüğünü 10 yıl yürüttükten sonra, 1993’te 4-yıllık lisans öğretimine dönüşmesinde, yani Eğitim Fakültesi olmasında aktif rol aldı ve yeni Fakültenin Dekan Yardımcısı olarak sarsıntısız geçişi sağladı.
Yrd. Doç. Dr. Hasan Çebi de 1982- 1992 arası Çanakkale Eğitim Yüksekokulu’nun 10 yıl Müdürlüğünü yapmış ve yeni kurulan ÇOMÜ’ne Fakülte olarak devredilmesinin yolunu açmıştır.
Yrd. Doç. Dr. Adem Dalgıç da Edirne DMMA’dan gelen Matematik öğretmeni iken Rektörlük bürokrasisinde değişik görevler üstlenmiştir.
Yrd. Doç. Dr. Nedim Üretmen ise en sıkıntılı yıllarda Fen-Edebiyat Fakültesi’nin Fakülte Sekreterliğini yürütmüştü.
Yrd. Doç. Dr. Cavit TEZCAN da Üniversitenin Bilgi İşlem Daire Başkanlığını 6 yıl üstlenmiş ve Bilgisayar Mühendisliğinde çok sayıda genç eleman yetiştirmiştir.
Takdire şayan bir ekip de Rektör Yardımcılığını yürüten ve isimleri gölgede kalan profesörlerdir (Rektör Yardımcısı olmak için “profesör” unvanı şarttır). İlk yıllarda profesör sıkıntısı vardı ve kısa süreli Rektör Yardımcıları kalıcı iz bırakamadılar.
Prof. Dr. Mehmet İşcan bunlar arasında bir rekor sahibidir: 38 yaşında Kimya profesörü olarak gelen Mehmet İşcan 5 yıl (1986-1991) Rektör Yardımcısı olmuştur. Akabinde iki dönem Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dekanı (1988-91, 1991-94), iki dönem Eğitim Fakültesi Dekanı (1995-98, 1998-2001) ve bir dönem Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı (2002-2005) olmuştur. Yani tam 17 yıl üst yönetici olarak görev almış, 3 değişik fakülteye Dekanlık yapmıştır. 2015’te emekli olan Prof. Dr. Mehmet İşcan Edirne’de ikamet etmektedir.
Prof. Dr. Mustafa Nihat Aktaç da 14 yıl Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanlığı yanında iki kez ikişer yıllık Rektör Yardımcılığı (1990-92 ve 1994-96) üstlenmiş ve iki fakültenin Dekanlığını yapmıştır (Eğitim Fakültesinin 2004-2005 ve Fen-Edebiyat Fakültesinin 2006-2009). Ayrıca 1995-96 arası Devlet Konservatuarı müdürlüğünü de yürütmüştür. 2014’te emekli olduktan sonra Prof. Dr. Nihat Aktaç da Edirne’ye yerleşmiştir.
Prof. Dr. Çetin Algüneş (1945-2017), 1985 yılında Tıp Fakültesi’nin Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Başkanlığına atanmış, Çernobil kazası sürecinde aramızda bulunmuş ve 1986-88 arası Türkiye’nin Çekmece Nükleer Merkezinde Müdür Yardımcılığı yapmıştır. 1991-92 arası kurucu Rektör Prof. Dr. Ahmet Karadeniz’ın son yardımcısı olmuştur. 2010 yılında kendi isteği ile emekli olup İstanbul’a dönmüş ve 2017 yılında vefat etmiştir.




KURUCU İDARİ PERSONEL
Bir üniversitenin kurulmasında sadece ders veren – sınav yapan akademik personel yeterli değildir. Hatta kuruluş aşamasında non-akademik idari personel daha önemlidir, çünkü sıfırdan başlayan atamalar, yatırımlar, inşaatlar için yol ve yöntem bilen bürokratlar gereklidir. Bunun için de Genel Sekreterlik, Daire Başkanlıkları, Şube Müdürlükleri ve yardımcı birimler çalışır durumda olmalıdır.
İdari personelin üst amiri “Genel Sekreter” olup, Rektörün sağ koludur. Kurucu Rektör Prof. Dr. Ahmet Karadeniz öncelikle İstanbul’da faaliyet gösteren Edirne Tıp Fakültesine güvenmiştir (buradan 43 idari personel Edirne’ye gelmiştir). Fakülte Sekreteri görevini vekâleten yürütmekte olan 32 yaşındaki Önder Korkmaz’ı (hukuk mezunu olup asıl kadrosu “avukat” idi) yanına almıştır. Önce iki yıl vekâleten Üniversite Genel Sekreteri, 1984’ten itibaren asaleten atanmıştır. Kurucu Rektörün emekli olmasından bir yıl sonra Önder Bey de naklen İstanbul’da gitmiştir. Üniversitenin 25. yıl kuruluş töreninde (2007’de, Rektör Enver Duran ve Genel Sekreter Recep Gürkan döneminde) görüştük, fakat 6 yıl sonra (1 Eylül 2013) 66 yaşında ani vefat haberini aldık.
1982 yılında, en erken, Bütçe Daire Başkanlığı faaliyete geçmiştir. Kurucu Kâmil Burgun Rektöre bağlı değildi, Maliye Bakanlığının elemanı sayılırdı. Titiz, kılı kırk yaran, az konuşan Kâmil Bey 9 yıl hizmet etti ve bize muhasebe bilen yeterli elemanlar yetiştirdi.
1982 yılında, Yapı İşleri ve Teknik Dairesi de İstanbul Üniversitesi’nden gelen İnş. Müh. Tevfik Sülün’ün yönetiminde devam etti. İki yıl sonra Tevfik Bey İstanbul’a döndü ve vekiller dönemi başladı. Asaleten atanan ve 8 yıl görev yapan Ali Rıza Kedikli ise 2005’te ayrılmıştır.
1984 yılında Personel Daire Başkanlığına İbrahim Kırgöz atanmış ve burasını derleyip toparlamıştır. Hoş sohbet ve konuşkan olan İbrahim Bey’i geldiği günden hatırlarım. Hacettepe Sağlık İdaresi Yüksekokulu’nu bitirmişti. Değişik hastanelerde müdür olarak çalışırken Dr. Ahmet Karadeniz’in beğenisini kazanmıştı. Onu Edirne’ye kazandırmak için özel çaba sarf etmişti. Gerçekten İbrahim Kırgöz personel kanunlarına hâkimdi. Genç bir ekip kurarak, sıkı çalışma ile yığılmış bulunan yüzlerce dosyayı düzene soktu ve intibakları yaptı. Onun disiplinli ortamında yetişenler (Sevgiye Yüceer, Erengül Özdemir) memuriyette yükseldiler ve Genel Sekreterlik derecesine ulaştılar.
1984 yılında İdari ve Mali İşler Dairesi de kuruldu. İlk Başkanlığını Suat Sucuoğlu (1984-94 arası) üstlendi. Kendisi 1993-97 arası İkinci Genel Sekreter olunca, ondan boşalan Daire Başkanlığına Taner Ilıca oturmuş ve uzun yıllar hakkıyla bu görevi sürdürmüştür.
1985 yılında Öğrenci İşleri Dairesi kurulmuş ve ilk başkan Necdet Balcı olmuştur. Fakat bu Dairenin aktif çalışmasını Selçuk Çakır sağlamıştır. Sürveyan olarak 1978’de İstanbul Üniversitesi’nde memuriyete başlayan Selçuk Bey bürokrasinin değişik birimlerinde hizmet etmiştir. Emekli olduktan sonra siyasete atılmış ve Edirne Belediye Başkan Vekili olmuştur.
1985 yılında Sağlık Kültür ve Spor Dairesi resmen faaliyete geçmiştir. İki yıl Genel Sekreter Yardımcısı Suat Albayrak tarafından vekâleten yürütülmüş ve Ülkü Varlık 6 yıl asaleten kurucu olmuştur. Bu daire Tayfun Aksüyek ve Bülent Gürpınar dönemlerinde en gelişmiş organizasyonlara imza atmıştır.
1990 yılında resmiyet kazanan Bilgi İşlem Dairesi (kurucu Prof. Samet Marşoğlu) neredeyse sürekli öğretim üyeleri tarafından yürütülmektedir.
1992 yılında resmen Başkanı atanan Kütüphane ve Dokümantasyon Dairesi, ancak 1997’de Ender Bilar’ın atanmasıyla başarılı performans göstermiş, üniversiteler arası ve uluslararası seviyeye yükselmiştir.
1982’de Trakya Üniversitesi’nin 143 akademik ve 142 idari personeli vardı.
1992’de, 10 yıl sonra, 668 akademik ve 795 idari personel olmuştu.
2007’de, 25 yıl sonra, 1777 akademik ve 1214 idari personele ulaşıldı.
İstanbul Üniversitesi’nden Edirne’ye gelenler arasında Tıp Fakültesi’nin emektar Ayniyet Saymanı Ertuğrul Teoman (Fakülte Sekreterliğine vekâlet etmiştir) ve eşi Semra Hanım (onparmak daktilografi) sayesinde sınav sorularını yazdırabildik. Rektör Sekreteri Güner Can Kırgız hepimiz için nezaket ve beceri sembolü olmuştur. Fakülte Sekreterliği’ne yükselen A. Hamit Karagöz ve Makbule Yumak (Tıp), Zeki Yılmaz ve Esat Şuekinci (Fen-Edebiyat), Mustafa Eriten (Mühendislik-Mimarlık), Yusuf Aksoğan (Ziraat) ile Enstitü Sekreteri olan Niyazi Meriç (Fen Bil), Talat Taşkan (Sağlık Bil), Selahattin Çolakoğlu ve Sebihan Akduğan (Sosyal Bil) da memuriyette adım adım yükselen örneklerdir. Bazıları öğretim görevlisi olarak akademik kadroya atandılar (Zeki Yılmaz, Musa Albayrak, Meliha Girgin).
Kuruculuk yıllarımız inşaat işçileri ile iç içe geçti. Dilek İnşaat Müdürü Ahmet Deveci ile Makine mühendisi Atilla Efe’nin de hakkını teslim etmek gerek, çünkü “Beraber yürüdük biz bu inşaatlarda”.



KURUCU ÖĞRENCİLER
Öğretim elemanları ve idari personelden sonra öğrencileri de hatırlatmak şart oldu. Bir eğitim-öğretim kurumunda öğrencilerden bahsetmemek eksiklik olurdu, çünkü kuruluş yıllarının edilgen birleşimini onlar oluşturdu. 5 Aralık 1982’de dersler başlatılırken Üniversitenin 3,219 öğrencisi sabırsızlıkla bu anı bekliyordu. Bu kadar öğrenci nereden çıktı?
Kanun Hükmünde Kararname’ye göre Milli Eğitim Bakanlığına bağlı 2 Eğitim (Edirne, Çanakkale) ve 4 Meslek (Edirne, Çanakkale, Tekirdağ, Kırklareli) Yüksekokulu Üniversite bünyesine aktarılmıştı – önlisans düzeyinde 2-yıllık olan bu okulların ikinci sınıfları derslere devam ettiler ve 1983 yılında üniversiteli diploması ile mezun oldular (582 kişi). Bu programlara ek olarak Üniversite önkayıtla tam 1769 öğrenci daha kaydetti.
Ayrıca MEB’den 4-yıllık programlarda (Mühendislik ve Mimarlık) okumakta olan Edirne DMMA’nın 617 lisans öğrencisi vardı ve 1983’ten itibaren mezun olmaya başladılar.
En mağdur olan tıp öğrencileri idi (97 kişi), çünkü 1982-ÜSYM sınavına girmişler ve tercihlerini Edirne Tıp Fakültesi olarak yapmışlardı (Cerrahpaşa’da okuyacaklarını varsaymışlardı). Bunların üst sınıfları Edirne’ye hiç gelmediler ve Cerrahpaşa’dan mezun oldular.
İki yeni kurulan fakülteye (Tekirdağ Ziraat 80 öğrenci ve Fen-Edebiyat Fakültesinin Biyoloji ve Fizik -Matematik bölümlerine toplam 33 öğrenci) önkayıtla alındı.
1982-83 kuruluş yılında 3,219 öğrencinin 2,351 önlisans ve 868 lisans programlarına kayıtlı idi.
1992-93 yılında (on yıl sonra) öğrenci sayısı 13,347’ye yükseldi (6,506 önlisans ve 6,841 lisans).
2007-08 yılında (25-inci yılında) toplam öğrenci sayısı 10 misli artış ile 31,070’e çıktı (20,000 önlisans ve 11,000 lisans). Tabii, bunlara “lisansüstü öğrenciler” ayrıca eklendi.
Üniversitelerin asli görevlerinden biri de kendi öğretim üyelerini yetiştirmektir (bunu yapacak daha üst kurum yoktur). Önlisans mezunları öğretim üyesi olamazlar. Lisans eğitimi, yani en az 4-yıllık üniversiteden sonra master ve doktora yapmak şarttır. Bunlar için Enstitüler öngörülmüştü – Fen Bil. Enstitüsü çok erken, 1983’te devreye girdi, Sağlık Bilimleri ve Sosyal Bilimler ise 1987’de başladılar. [1928’den beri Sağlık Bakanlığına bağlı “Tıpta Uzmanlık Eğitimi” Tıp Fakülteleri Dekanlıklarınca yürütülüyordu. YÖK, “tıpta uzmanlığı” Doktora’ya eşdeğer kabul etti. Uzman hekimler doğrudan “Yard. Doçent” kadrolarına başvurabildiler]. Tıp Fakültesi Geçici Hastanesinin 1983’te açılmasıyla 36 asistan (tıpta uzmanlık öğrencisi) Edirne’ye geldi.
Öğretim Üyesi için 4-yıllık lisans eğitimi zorunlu olduğu için, 1982’de kurulan Trakya Üniversitesi’nin ilk adayları doğal olarak 1986’da mezun olabilirlerdi (Tıp 6 yıl olduğu için 1988’de). Fakat DMMA girişli öğrencilerimiz daha 1984 ve 1985’te mezun oldular, master-doktora için Yıldız Teknik Üniversitesi’ne gidip geldiler. Bugün kendi öğrencimiz sayılan ve meşakatli bir yol takip eden bu hocalarımızı takdirle anmak isterim: Prof. Dr. Ayşegül Öztürk (1984, Mak. Müh.); Prof. Dr. Semiha Öztuna (1985, Mak. Müh.); Prof. Dr. Sennur Akansel (1985, Mimarlık).
1986’da Fen-Edebiyat Fakültesinin Biyoloji, Fizik, Matematik programlarından (Kimya 1984’te, Edebiyat 1986’da açıldı) mezun olup, akademik kariyere devam etmiş olanlardan Prof. Dr. Hüseyin Güher (1986, Biyoloji); Prof. Dr. Çiler Kartal (1987, Biyoloji); Prof. Dr. Selçuk Yurtsever (1988, Biyoloji); Prof. Dr. Şaban Aktaş (1989, Fizik); Prof. Dr. Figen Öke (1989, Matematik); Prof. Dr. Yeşim Yeşiloğlu (1990, Kimya – Eczacılık Fak); Doç. Dr. Nurcan Özkan (1987, Biyoloji – Eğitim Fak); Doç. Dr. Süleyman Kök (1989, Ziraat Fak, Keşan MYO Müdürü).
Tıp Fakültemizin ilk yerli mezunları 1988 yılında bitirdiler (70 kişi). Bu mezunlardan ilk öğretim üyesi Dr. Selçuk Bilgi Patoloji dalında yetişti, fakat 2005 yılında Profesör olarak İstanbul’a geçti. 1983 girişli, 1989 mezunu Prof. Dr. Galip Ekuklu Halk Sağlığı öğretim üyesi olarak görevinin başındadır. Yine 1983 girişli olup, başka üniversitelerde kariyer yapan iki eski öğrencimiz yuvaya döndüler [Prof. Dr. Filiz Tütüncüler Kökenli (Pediyatri) ve Prof. Dr. Hüseyin Güdücüoğlu (Mikrobiyoloji)] ve 2022 mezuniyet töreninde 39 yıllık hasret giderdiler. 1987 girişli, 1993 mezunu Prof. Dr. Dinçer Avlan da 2015’te üniversitemize döndü ve Dekan Yardımcısı olarak idari görev üstlendi. Cerrahpaşa’da, Edirne Tıp Fakültesi kontenjanında okuyan Dr. Filiz Özyılmaz, Hacettepe’de Patoloji ihtisasından sonra Edirne’de kariyerini sürdürdü, 30 yıl (1990-2020) hizmet ettikten sonra emekli oldu.
Bazı Trakya Üniversitesi lisans mezunları, öğretim üyeliği dışında, Üniversite ve Fakülte yöneticiliğine yükseldiler: Prof. Dr. Mümin Şahin (1989, T.Ü. Mühendislik Fak girişli, 1993 mezunu) bugün Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektörü (2018’den beri) olarak en üst seviyeye ulaşmıştır. Prof. Dr. Metin Aydoğdu (1991,T.Ü. Mühendislik Fak girişli, 1995 mezunu) ikinci kez aynı fakültenin Dekanlığını yürütmektedir.
Trakya Üniversitesi kadrosunda Tıpta Uzmanlık yapmış olanlardan üç Rektör çıkmıştır [Prof. Dr. Osman İnci (1996-2004 arası iki dönem); Prof. Dr. Yener Yörük (2012-2016) ve Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu (2016’dan beri)]. Fakat kendi lisans mezunlarımız arasından henüz Trakya Üniversitesi Rektörü çıkmamıştır. Lâkin bugünkü Rektörümüzün iki yanında Rektör Yardımcısı olarak iki mezunumuz durmaktadır: Prof. Dr. Murat Türkyılmaz (1994, Kimya mezunu) ve Prof. Ahmet Hamdi Zafer (lisans 2001, Devlet Konservatuarı Müdürü). Bu tablo bana 1991’de, Üniversitemiz bünyesinde açılan Devlet Konservatuarı’nı hatırlattı. 11-yaşlarındaki “minik öğrencilerimiz” yetenek sınavlarıyla alınmışlardı, kampüsteki yemekhanede bizlerle sıraya giriyorlardı. Bunlar çocuk yaştan itibaren Trakya Üniversitesi öğrenciliği yaptılar – orta okul, lise ve lisans (tam 11 yıl). Bazıları Sanatta Yeterlik sınavlarını geçtiler ve kendi okullarına Öğretim Üyesi oldular. 31 yıl sonra, bu “minikler”den, Prof. Ahmet Hamdi Zafer dışında, Doç. Tanju Araboğlu (Viyolonsel, lisans 2003) ve Y.Doç. Akın Araboğlu (Piyano, lisans 2001) da zikredilmeye değer.








LİSANSÜSTÜ EĞİTİM
Bir üniversitenin kuruluşu farklı tarihlerde kutlanabilir:
1) Devlet Üniversitesi ise, adının ilk defa zikredildiği ve Resmi Gazete’de yayınlandığı tarih esas alınır. Trakya Üniversitesi için bu 20 Temmuz 1982’dir (aynı tarihli 1770 Sayılı Resmi Gazete).
2) Bazı ülkelerde kurucu Rektör’ün atandığı tarih üniversitenin tüzel kişiliğinin işlerlik kazandığı “hukuki kuruluş” tarihidir, çünkü artık de facto muhatabı vardır. Trakya Üniversitesi için bu 31 Temmuz 1982’dir.
3) Bazı durumlarda Üniversite Yönetim Kurulu’nun (Mütevelli Heyet’in) ilk toplantısını yaptığı tarih daha gerçekçi sayılır, çünkü üniversitenin üst düzey karar organı (“yürütme”) kabul edilir. Trakya Üniversitesi için 16 Eylül 1982’dir
4) Bazı ülkelerde ise üniversitenin öğrencilerle derslerin başlatıldığı tarih, yani “fiili eğitime” geçildiği tarihtir. Çünkü üniversitenin çalıştığını gösterir ve bazı olgularda bir-iki yıl daha geç olabilir. Trakya Üniversitesi için 3 Aralık 1982 açılış töreninin yapıldığı ve 5 Aralık 1982 ilk derslerin fiilen başlatıldığı tarihtir.
Görüldüğü üzere Trakya Üniversitesi için 5 ilâ 3 aya yayılmış bir zorunlu kuruluş sürecinden bahsedebiliriz, fakat yıl itibariyle 1982 göstermek yeterlidir.
Kuruluş süreci ne zaman tamamlanmıştır? Herhangi bir okul için mezun vermekle kuruluş aşaması sona erer. Fakat üniversiteler için bu yeterli değildir, çünkü onlar kendi elemanlarını yetiştirme, araştırma ve yayın yapma, bilim üretme gibi daha uzun vadeli görevleri vardır. Bu nedenle 10 yıl ilâ 50 yıldan önce kuruluşunu tamamlamış sayılmazlar. Trakya Üniversitesi’nin “erken kuruluşu” ilk 10 yılı kapsar ve Kurucu Rektör Prof Dr Ahmet Karadeniz’in idari süresi ile eşdeğerdir (1982-1992). Bu döneme ben “embriyonal” (dölsel; “embryo”= döl, rüşeym) dönem diyorum.
Bir sonraki dönem 15 yıl sonra, yani çeyrek yüzyıldır ve 25-inci yıldönümünde sona erer. Bu bir hızlı “büyüme-gelişme” dönemidir ve bana göre “fötal” (“dölütsel”, foetus = dölüt, cenin) dönemdir. Trakya Üniversitesi ‘nde takip eden üç kurucu Rektör’ün [Prof Dr Poyraz Ülger, Prof Dr Osman İnci, Prof Dr Enver Duran] idari sürelerini içine alır. Trakya Üniversitesi için 2007 yılında sona ermiştir.
Bu süreyi takip eden 25 yıl ise “olgunlaşma” sürecidir (bana göre “neonatal” = yenidoğan) dönemidir ve 50-inci yılda sonlanır.
Trakya Üniversitesi’nin ilk kuruluş Kararnamesinde yer alan “Enstitüler” nispeten daha geç devreye girmişlerdir (5 yıl gecikmeyle). Çünkü bunlar “lisansüstü” eğitim, yani master ve doktora öğrenimi veren ve üniversite öğretim elemanı yetiştirmeyi amaclamışlardır. Enstitüleri sıradan vatandaşlar pek bilmezler, çünkü bunların genellikle ayrı binaları ve kendi kadrolu öğretim üyeleri yoktur (T.Ü. Enstitüler binası ancak 2012 yılında inşa edilmiştir). Aslında en üst seviyede, az sayıda öğrenciye, bireysel eğitim yaparlar. Kabul edilen her öğrenciye bir danışman atanır, alacağı dersler ve araştıracağı bilimsel konular belirlenir. İki yıl içinde “derleme” niteliğinde “Yüksek Lisans Tezi” (son yıllarda “Tezsiz Yüksek Lisans” da başlamıştır) yazarlar ve jüri önünde savunurlar. “Master” (magister, MSc) unvanı alırlar. Bundan sonraki aşama en az 4 yıllık “Doktora” aşamasıdır. O da bireysel ve danışmanlı olup, burada “bilimsel araştırma” yapıp, “Doktora Tezi”ni tamamlamak, yazmak ve savunmaktır. “Bilim Doktoru” (PhD) unvanı alırlar ve öğretim üyesi ilânlarına başvurabilirler.
Bu yola koyulan adaylar 30 yaşını geçerler, evlenmiş çoluk çocuk sahibi olmuşlardır. 8-yıllık eğitim gören “Tıp Doktorları” ise, TUS (Tıpta Uzmanlık Sınavı) kazanırlarsa, uzmanlık (ihtisas) yaparlar (2 ilâ 5 yıl arası), hattâ üstüne “yandal uzmanlık” bile eklenebilir. Bunlar Enstitülere bağlı değildir, fakat isterlerse müracaat ederek “Bilim Doktoru” olabilirler ve sadece Temel Tıp Bilimleri alanlarında akademik kariyere başlayabilirler.
Trakya Üniversitesi’nde Fen Bilimleri Enstitüsü en erken kurulmuş (1983) ve 2007’ye kadar 836 öğrenci yetiştirmiştir. Kurucu Müdür Prof Dr Sabahattin Çağlayan bir buçuk yıl sonra ayrılmıştır. Bu enstitüye en çok hizmet eden ve kesintisiz 16 yıl (1988-2004) Müdürlük yapan Prof Dr Cengiz Kurtonur’dur.
Sosyal Bilimler Enstitüsü Ekim 1987’de kurulmuş ve 2007’ye kadar 523 mezun yetiştirmiştir. Kurucu Müdür Prof Dr Necmettin Hacıeminoğlu (Türk Dili ve Edebiyatı’nın da kurucusu) 6 yıl (1987-1993) görev yaptıktan sonra 1994’te naklen ayrılmış ve 1996’da İstanbul’da vefat etmiştir. Ondan sonra iki kez Müdürlük yapan tarihçi Prof Dr İlker Alp’ın önemli katkıları olmuştur.
Sağlık Bilimleri Enstitüsü Aralık 1987’de faaliyete geçmiş ve 2007’ye kadar 146 mezun yetiştirmiştir. Kurucu Müdür Prof Dr Ergun Göney olmuş, fakat 6 ay sonra Üniversiteden ayrılmıştır. Bu Enstitüye en çok emeği geçen Prof Dr İsmet Dökmeci olmuştur (üç kez Müdürlük yapmıştır).
Tıp Fakültesi ise 2007’ye kadar, Dekanlık sorumluluğunda Sağlık Bilimleri Enstitüsü dışında, 746 uzman hekim ve 16 yandal uzmanı mezun etmiştir.
Sağlık Bilimleri Enstitüsü yolu ile, önce master, akabinde doktora yaparak yetişen, tıpdışı kökenli öğretim üyelerimizin bazıları artık profesör ve anabilim dalı başkanı olmuşlardır: Prof Dr Selma Süer Gökmen (Biyokimya); Prof Dr Gülnur Kızılay Özfidan (Histoloji-Embriyoloji), Prof Dr Yeter Topçu Tarladaçalışır (Histoloji-Embriyoloji); Prof Dr Necdet Süt (Biyoistatistik, yeni Enstitü Müdürü).
Sağlık Bilimleri Enstitüsünde PhD, Doktora yaparak yetişen bazı hekim kökenli öğretim üyelerimiz ise Prof Dr Selma Arzu Vardar (Fizyoloji); Prof Dr Hakan Gürkan (Tıbbi Genetik); Prof Dr Enis Uluçam ve Prof Dr Ali Yılmaz (Anatomi). En eski öğrencilerimizden Dr. Gazanfer Ay (1983 girişli, 1989 mezunu) 2022 yılında Dr Öğr Üyesi olarak akademik camiamıza katılmıştır. Mikrobiyoloji doktorası yapmış olan Dr. Gazanfer Ay, “2019 Yılın Hekimi” olmuştur.



BÜYÜME VE BİRİNCİ BÖLÜNME
Trakya Üniversitesi’nin 1982 sonraki gelişmesi öğrenci, öğretim üyesi ve idari personelin hızlı sayısal artışı ile belirlenmiş ve 25-inci kuruluş yılında 10 misli (% 1000) rakamlara ulaşmıştır. Sanayi yatırımları fazla olmayan Edirne şehrinin ve Trakya bölgesinin istihdam artışı kaydeden işveren durumuna gelmiştir. Yükseköğretim bina inşaatları mantar gibi il ve ilçe merkezlerini sarmış, onları yurtlar, sportif ve kültürel yatırımlar takip etmiş, esnaf canlanmış, kafeler ve barlar çoğalmıştır. Trakya’nın çehresi değişmiştir.
ERKEN KURULUŞ DÖNEMİ
(1982-1992)
Bu yılların ilk yarısında yeni Fakülte veya Yüksekokul açılmamış, fakat kurulmuş olanlara ek programlar ilave edilmiş:
FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ iç gelişme kaydetti.
1982’de iki programla (Biyoloji,Fizik) açıldı,
1983’te Matematik,
1984’te Kimya, fen programları tamamlandı.
1986’da Türk Dili ve Edebiyatı açıldı,
1990’da Tarih,
1991’de Klasik Arkeoloji,
1992’de Sanat Tarihi ile sosyal programlar tamamlandı.
MÜHENDISLIK-MİMARLIK FAKÜLTESİ, DMMA’dan devraldığı iki programı (“Makine Mühendisliği” ve “Mimarlık”) devam ettirdi ve mezunlar verdi. Fakat fiziki mekan ve öğretim üyesi sıkıntısı çeken bu Fakülte uzun yıllar gelişememiştir. Buna rağmen 1991’de “Bilgisayar Mühendisliği” üçüncü bölüm olarak öğrenci almış, lâkin 15 yıl geçici binalarda sığıntı olarak öğrenime mecbur olmuştur. Kurucu Rektör Prof Dr Ahmet Karadeniz’in istimlâk ettiği araziden “çevre yolu” geçmiş, “otogar” inşa edilmiş ve ancak 2006’da bu Fakülte kendi binalarına kavuşmuştur.
TIP FAKÜLTESİ, 1976’da temeli atılan inşaatlarda, her yıl bir üst sınıflar için Anabilim Dalları açmış, poliklinik, yataklı servisler, laboratuvarlar donatmış, ilk mezunlarını 1988’de verebilmiştir. Ameliyathaneler, Acil Servis ve Kan Merkezi ancak dönem sonunda, 1992’de devreye girmiş, fakat heyulâ yataklı bina bitirilememiştir.
TEKİRDAĞ ZİRAAT FAKÜLTESİ ise 4 programda bölüm ve anabilim dallarını geliştirmiş, Dereağzı mevkiinde prefabrik binalara 1984’te taşınmış, 1992 başında Değirmenaltı mevkiinde ilk kalıcı binasına kavuşmuştur.
MESLEK YÜKSEKOKULLARI çok sayıda yeni programlar açmışlar (Edirne MYO’nda program sayısı 18’e yükselmiştir).
EDİRNE ve ÇANAKKALE EĞİTİM YÜKSEKOKULLARI 1989’da 4-yıllık lisans öğretimine geçmişler ve 1992’de “Eğitim Fakültesi” adını almışlardır.
Prof Dr Ahmet Karadeniz, ikinci döneminde (1987-1992) yeni birimler kurmaya başlamıştır: 1988’de tamamlanan ve ana projede (1976) yer alan “Yardımcı Sağlık Personeli Okulu”na SHMYO (Sağlık Hizmetleri MYO) yerleşmiştir. 2-yıllık 8 programda Hastane’nin ihtiyacı olan ara insan gücü yetişmeye başlamıştır. Kurucu Müdür Prof Dr Recep Mesut 5 yıl (1988-93) görev yapmıştır. Yatılı okul olarak düşünülmüş olan bu binanın güney kanadı boş kalmış ve değişik birimleri (Rektörlük, Tıp Fakültesi Dekanlığı, Enstitüler, Bilgisayar Mühendisliği) geçici olarak barındırmıştır.
İlk defa ilçe merkezlerine Meslek Yüksekokulu kurulmaya başlanmıştır: Çorlu (1988), Keşan (1988), Biga (1990).
Ahmet Karadeniz’in en orijinal yatırımı 1991’de Devlet Konservatuarı’nı açmak olmuş ve 10 yetenekli ortaokul öğrencisi üniversite bünyesinde yetişmeye başlamıştır. Konservatuvarın Kurucu Müdürlüğünü Prof Süleyman Sırrı Güner yapmıştır.
BİRİNCİ BÖLÜNME
11 Temmuz 1992 tarihli 3837 Sayılı Kanun ile Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi kurulmuş ve Trakya Üniversitesinden 1 Fakülte (Eğitim Fakültesi) ve 2 MYO (Çanakkale, Biga) kopmuştur.
TEKRAR BÜYÜME
Aynı Kanunla Trakya Üniversitesi’ne üç yeni fakülte ilave edilmiş, fakat bunlar 1993’te İkinci Rektör Prof Dr Poyraz Ülger döneminde (1992-96) öğrenci kabulüne başlamışlardır:
1)EĞİTİM FAKÜLTESİ. Mevcut Edirne Egitim Yüksekokulu’nun Fakülte’ye dönüştürülmesiyle akademik yapılanmaya gidilmiş. Ayşekadın kampüsünün arkasında istimlak edilen arazide 1991’de tamamlanan Edirne MYO binasına yerleşmiş, ikinci eğitim binası 1997’de ve Dekanlık binası 2001’de tamamlanmıştır. Eğitim Fakültesi’nin Kurucu Dekanı Prof Dr Ülkü Oyman (1992-1995) olmuştur.
2) İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ de Edirne’de açılmış ve Kurucu Dekan Prof Dr İsmail Hakkı İnan olmuştur.
3) ÇORLU MÜHENDISLIK FAKÜLTESİ bir İlçe merkezine açılan ilk fakülte olmuş ve Kurucu Dekanlığını Prof Dr Ahmet Nedim Yüksel yapmıştır.
İkinci Rektör Prof Dr Poyraz Ülger ilçe merkezlerine 11 Meslek Yüksekokulu açarak Trakya arazisine yayılmıştır:
1993- Lüleburgaz, Hayrabolu, Malkara, Şarköy.
1994- Uzunköprü, Babaeski, Çerkezköy, Marmara Ereğlisi.
1995- Havsa, Muratlı, Saray.
1995 yılında BK (Bakanlar Kurulu) kararı ile BESYO (Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu) kurulmuş, 1996’da 83 öğrenci alarak müstakil lisans eğitimine başlamıştır. Bu okulun Kurucu Müdürü Prof Dr İlhan Toksöz olmuş ve akademik kariyerini de burada gerçekleştirmiştir.
1992-93: Sağlık Bakanlığı ile yapılan protokol neticesinde Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli Sağlık Liseleri Trakya Üniversitesi’ne devredilerek 2-yıllık önlisans eğitimine geçmişler ve 1997’de 4-yıllık lisans seviyesine yükseltilmişlerdir.






YÜKSELİŞ VE İKİNCİ BÖLÜNME
Trakya Üniversitesi’nin resmi kuruluşundan 10 yıl sonra, 1992’de Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi kurulmuş ve 1 fakülte ile 2 MYO ayrılmıştı. Fakat Trakya Üniversitesi pek etkilenmedi, çünkü daha derli toplu coğrafyada daha dinamik yapıya kavuştu. İlk kurucu Rektör Prof Dr Ahmet Karadeniz’i takip eden üç Rektör de Üniversitenin hızlı gelişme çizgisini sürdürdüler. Geniş anlamda Üniversitenin kuruculuğunu devam ettirdikleri için bu “İlk dört Rektörü” de kurucular olarak görüyorum, çünkü toplamda 30 yıl (1982-2012) canla başla çalıştılar ve yükseliş sağladılar:
İkinci Rektör: Prof Dr Poyraz Ülger: 4 yıl (1992-96) tek dönem
Üçüncü Rektör: Prof Dr Osman İnci: 8 yıl (1996-2004) iki dönem
Dördüncü Rektör: Prof Dr Enver Duran: 8 yıl (2004-2012) iki dönem. Toplamda 20 yıl görev yaptılar.
Prof Dr Poyraz Ülger, Ziraat Fakültesi kökenli idi ve Tekirdağ’dan gelip gitti. 1943, Akçadağ (Malatya) doğumlu olup, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makinaları bölümünü bitirmiş, 1971’de Doktora, 1978’de Doçent, 1988’de Profesör olmuştu. 3837 Sayılı Kanun’un emrettiği üç fakülteyi (Edirne Eğitim, İktisadi ve İdari Bilimler, Çorlu Mühendislik) 1993’ten itibaren eğitime geçirdi ve ilçelere de 11 MYO kurdu (Tekirdağ ilçelerinin hepsine yüksekokul kurdu ve ilerideki Tekirdağ Üniversitesi’nin altyapısını hazırladı). Rektörlük Lojmanı olarak yaptırdığı Konukevi bugün Dış İlişkiler birimi olarak kullanılmaktadır. Rektörlük merkezini 1993’te Tıp Fakültesi kampüsüne (Yardımcı Sağlık Personeli Okulu binasına) taşıdı ve bu kampüste diğer fakülteler ve yüksekokullar için temeller attı. Oysa Prof Dr Ahmet Karadeniz 2,230 dönümlük bu arazinin Tıp Fakültesi ve sağlıkla ilgili okullar için bağışlandığını, yapılaşmanın geniş alanlar arasında kalmasını düşünüyordu. Çok yönlü kişiliği olan Prof Dr Poyraz Ülger edebi eserler kaleme aldı (üç roman – Değirmen, 2010; Sevdadan Aşka, 2011; Yazgı, 2013), 2015 yılında emekli oldu ve 31 Mart 2020’de İstanbul’da aniden vefat etti (77 yaşında).
Prof Dr Osman İnci (1948, Akçadağ, Malatya doğumlu, 1967 Kabataş Erkek Lisesi, 1974 İstanbul Tıp Fakültesi, 1981 Patoloji Uzmanı, 1984 Üroloji Uzmanı) akademik kariyerini Edirne’de yaptı ve iki dönem (8 yıl) daha başarılı oldu. 23 yıldır süren Üniversite Hastanesi inşaatı en sonunda tamamladı ve 25 Kasım 1999’da törenle hizmete alındı. Temel Tıp Bilimleri’ne ait üç blok bitirildi (1998-2000) ve poliklinikler rahatladı. Menza binası (1997) ve Engelli Çocuklar Merkezi (1997) hizmete girdi. Kapalı Spor Salonu (1999), Devlet Konservatuarı Gösteri Merkezi (2001), Merkez Kütüphanesi (2004) ile Kapalı Yüzme Havuzu (2004) hep onun döneminin eserleridir. Rektörlük merkezi ve daireleri Karağaç kampüsüne taşındılar (1998) ve ünlü Lozan Anıtı ile müzesi de Rektör Osman İnci’yi hatırlatacaklardır. Hadımağa mevkiindeki yerleşke “Güllapoğlu” adını aldı, 4200 m duvar ve tel örgü ile sınırlandı ve giriş kapısı inşa edildi (1999). Kırklareli merkezine “Teknik Eğitim Fakültesi” açıldı ve 2000 yılında öğretime başladı. Vize MYO (1998), Pınarhisar MYO (2003) ve İpsala MYO (2003) kuruldu. Karaağaç semtinin gelişmesine çok önem veren Prof Dr Osman İnci, emekli olduktan sonra da bu sayfiye yerine özel bina inşa ederek, kendi satın aldığı sanat eserlerini “Osman İnci Müzesi”‘nde (2017) sergilemektedir. Aktif çevreci olarak Ergene havzasının korunması için mücadele etmektedir. Halen Özel Ekol Hastanesi’nde ürolog olarak çalışmaktadır.
Prof Dr Enver Duran (1945, Bursa doğumlu, 1963 Bursa Erkek Lisesi, 1969 Ankara Tıp Fakültesi, 1977 GATA’da Genel Cerrah, 1980’de Göğüs ve Kalp-Damar Cerrahı, 1985’te Doçent, 1990’da Profesör), 1998 yılında Trakya Üniversitesi’ne geldi ve Kalp-Damar Cerrahisini kurdu. 2004 yılında Dördüncü Rektör olarak seçildi ve iki dönem başarılı icraatlarını sürdürdü. Onun döneminde Güzel Sanatlar Fakültesi kuruldu (2005’te BK kararı çıktı, fakat 2007’de faaliyete geçebildi). 2006’da Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi kendi yerleşkesine kavuştu. 4-yıllık lisans öğretimi veren Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu (2006) ve Yabancı Diller Yüksekokulu (2006) açıldı. Edirne MYO ikiye ayrıldı (2006) : Sosyal Bilimler MYO ve Teknik Bilimler MYO. 2011’de Eczacılık Fakültesi ve Diş Hekimliği Fakültesi için karar alındı, fakat açılışları 2013’e kaldı. 2012’de alınan İlahiyat Fakültesi kararının hayata geçirilmesi de bir sonraki Rektöre kaldı. Sağlık Bilimleri Fakültesi 2009’dan itibaren öğrenci almaya başladı, 2012’de kendi binasına taşındı. 2010 yılında “Fen Fakültesi” ile “Edebiyat Fakültesi” Bakanlar Kurulu kararı ile birbirinden ayrıldılar.
İKİNCİ BÖLÜNME
Prof Dr Enver Duran’ın ilk döneminde, ardı ardına 2006’da ve 2007’de iki İl daha Trakya Üniversitesi’nden ayrıldı. 17 Mart 2006’da 5467 Sayılı Kanun ile Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi kuruldu ve 2 fakülte ile 10 MYO buraya aktarıldı. Bir yıl sonra, 29 Mayıs 2007’de 5662 Sayılı Kanun ile “Kırklareli Üniversitesi” kuruldu, 1 fakülte ile 6 MYO daha Trakya Üniversitesi’nden koptu. Bu bölünme Trakya Üniversitesi’ni etkiledi ve küçülttü. Bölge universitesi hüviyetinden İl Üniversitesine büründü, çünkü artık sadece Edirne İline hitap ediyordu.
2007’de Rektör Prof Dr Enver Duran Trakya Üniversitesi’nin 25-inci yılını anlamlı etkinliklerle kutladı. 1 Mart’ta, eski ve yeni, tüm hizmeti geçmiş olan akademik ve idari personeli törenle ağırladı ve “Türk Eğitim Hayatında Çeyrek Yüzyıl (1982-2007)” kuşe baskılı almanak ve ayrıca “25 Yıl Albümü” bastırdı. Prof Dr Enver Duran en gösterişli binaları ikinci döneminde tamamlayabildi – yeni Rektörlük binası ve Balkan Kongre Salonu (2009). Rektörlük de Karaağaç’tan tekrar Tıp Fakültesi kampüsüne taşındı ve “Balkan Yerleşkesi” adını aldı. Cam kaplı mimari stildeki Enstitüler Binası (2011), Sağlık Bilimleri Fakültesi (2012), Balkan Onkoloji Hastanesi (2012) ve Balkan Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi (2012) bizе onun dinamik yıllarını hatırlatmaktadır. 2012’de emekli olan Prof Dr Enver Duran İstanbul’da bir Vakıf Üniversitesinde görev almaya devam etmektedir.




SON 10 YIL (2012 – 2022)
Trakya Üniversitesi’nin son 10 yılına genç Rektörler damgasını vurmuştur. 1960 sonrası doğumlu olup, “lisansüstü” öğrenimlerini (tıpta uzmanlık eğitimi) Trakya Üniversitesi’nde tamamlamışlar, akademik kariyere kalmışlar ve profesörlüğe yükseltilmişlerdir:
Prof Dr Yener Yörük (1963, Manisa doğumlu, 1981 Eskişehir Anadolu Lisesi, 1987 İstanbul Tıp Fakültesi mezunu). 1988 yılında Trakya Üniversitesi kadrosunda Göğüs ve Kalp-Damar Cerrahisi ihtisasına başlamış ve Prof Dr Ahmet Karadeniz’in ilk asistanı olmuştur. Fakat görevlendirilmiş olarak 3 yıl Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde ve 1 yıl İngiltere’de (Newcastle) eğitim görmüş, 1993’te Trakya Üniversitesi’nde “uzman” olmuştur. Aynı yıl “Göğüs Cerrahisi” müstakil uzmanlık dalı olmuş ve Yrd. Doçent olarak Anabilim Dalı kurucu Başkanlığına atanmıştır. 2001’de Doçent, 2007’de Profesör olmuş ve 2012’de Beşinci Rektör olarak atanmıştır. Bir dönem 4 yıl (2012-2016) Rektörlük yapmıştır.
Kendisinden önce kuruluş kararları alınmış olan 3 yeni fakülteyi faaliyete geçirmiştir:
1) ECZACILIK FAKÜLTESİ – 2011’de BK (Bakanlar Kurulu) kararı ile hukuken kurulmuş, fakat 2013’te geçici olarak Yardımcı Sağlık Personeli Okulu binasında ve dağınık yerlerde eğitime başlamış, 2019’da tamamlanan geniş ve modern binasına taşınmıştır.
2) DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ – 2011’de BK kararı ile kurulmuş, fakat öğrenci eğitimine başlaması, mekan ve eleman sıkıntısı nedeniyle gecikmiştir (2015). Geçici olarak Ameliyathane kompleksinin ek bir kanadına yerleştirilmiş, yeni tamamlanan Eczacılık Fakültesinden de uygulama alanı tahsis edilmiştir. Asli binası inşaat halindedir, fakat mezun vermeye başlamıştır.
3) İLAHİYAT FAKÜLTESİ – 2012’de Milli Eğitim Bakanlığının teklifi ve BK kararı ile kurulan son fakülte olmuştur. Zorunlu Arapça hazırlık sınıfından sonra 4 yıl lisans eğitimi vermektedir. 2013’ten beri geçici olarak Selimiye Yerleşkesinde eğitim vermiş ve 2022’de Balkan Yerleşkesinin merkezi yerindeki yeni binasına yerleşmiştir. 2018’den beri mezun vermekte, 602 öğrencisi (82 yabancı uyruklu) vardır. Balkan ülkelerindeki Türk ve Müslüman azınlıklara da din adamı yetiştirmektedir.
Rektör Prof Dr Yener Yörük döneminde “Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi” birbirinden ayrılmış (2013), “Mimarlık Fakültesi” şehir içindeki tarihi “Harbiye Okulu” (Askeri İdâdi Mektebi, Sultan Abdülaziz tarafından 1870’te kurulmuş) binasına yerleşmiş ve yeni bölümler (Peyzaj Mim.; İç Mimarlık) açılmıştır. “Ahmet Karadeniz Yerleşkesi”nde kalan “Mühendislik Fakültesi” rahatlamış ve yeni bölümler [Gıda Müh.(2008); Elektrik-Elektronik Müh. (2010); Genetik ve Biyomühendislik (2014)] açabilmiştir.
Daha modern yükseköğretim alanlarına yönelinmiş. 2005’te kurulan ve 2006’da eğitime başlayan, 4-yıllık lisans eğitimi veren Edirne Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu’ndan (UBYO)[Bankacılık, Sigortacılık, Finans, Gümrük, Turizm İşletmeciliği, Yönetim Bilişimi] sonra, Keşan’da (2009) ve Uzunköprü’de (2012) de UBYO’lar açılmıştır. Keşan’da hayırsever iş adamı Yusuf Çapraz arsa ve bina bağışlamıştır. 2013 yılında ikinci bir 4-yıllık yüksekokul – Keşan Sağlık Yüksekokulu hayırsever iş adamı Hakkı Yörük tarafından yaptırılmıştır.
Prof Dr Erhan Tabakoğlu (1967, Kırklareli doğumlu, Hayrabolu nüfusuna kayıtlı, ilk ve ortaokulu Alpullu’da okumuş, 1981-84 Edirne Lisesi, 1990 Cerrahpaşa mezunu) 1992’de Trakya Üniversitesi Göğüs Hastalıkları ihtisasına başlamış, 1996’da uzman olmuştur. 1999’da Yrd. Doçent, 2005’te Doçent, 2011’de Profesör, 2012’de Yoğun Bakım Uzmanı, 2016’da (1.dönem) Rektörlüğe atanmış [14.08.2020’de 2. döneme de atanmıştır]. Onun döneminde iç transformasyonlarla bazı yüksekokullar Fakülteye dönüştürülmüştür:
2019’da Edirne UBYO, Cumhurbaşkanlığı kararı ile “Uygulamalı Bilimler Fakültesi”ne;
2020’de Kırkpınar BESYO da “Kırkpınar Spor Bilimleri Fakültesi”ne dönüştürülmüştür.
2021’de ise 2. Bayezid Külliyesinde “İmaret Müzesi” tamamlanmış ve ziyarete açılmıştır.
Uluslararası ilişkiler çok gelişmiş, yabancı uyruklu öğrenci sayısı olağanüstü artmıştır. 80 üniversitenin bağlı olduğu “Balkan Üniversiteler Birliği”nin kurucu üyesi ve ülkemizden 5 üniversitenin katıldığı “Trakya Üniversiteler Birliği”‘nın aktif üyesi olunmuştur.
Rektör Prof Dr Erhan Tabakoğlu’nun göreve başlamasından (6 Ağustos 2016) kısa süre önce Türkiye Cumhuriyeti başarısız askeri bir darbe girişimine sahne olmuş (15 Temmuz 2016) ve Olağanüstü KHK’lerle, Silahlı Kuvvetlerde, Emniyette ve Yargıda Fetullahçılar temizlenmeye başlanmıştır. Dini söylemlerle ve hizmet görünümündeki bu art niyetli teşkilat, üniversitelere de kendi adamlarını yerleştirmeye başlamıştı. Trakya Üniversitesi, öğretim elemanlarının çoğunluğu Cumhuriyetçi ve Atatürkçü çizgide oldukları için bu örgütten en az zararla kurtulmuştur. Yerli kamuoyunun desteğini de arkalarına almışlardır. 2016 yılında 107 üniversiteden toplam 4,428 akademisyen ihraç edilirken, Trakya Üniversitesi’nden sadece 11 kişi görevden uzaklaştırılmış ki, üniversiteler arasında 82-inci sıradadır. Bazıları da sonradan beraat etmişler ve vazifelerine dönmüşlerdir. Fakat 1992 ilâ 2007 yılları arasında Trakya Üniversitesi’nden ayrılan daha genç üniversiteler ve genç akademisyenler bu cemaatin ağına düşmüşlerdir:
Kırklareli Üniversitesi- 20 ihraç 63. sıra
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi- 36 ihraç 46. sıra
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi- 142 ihraç 4. sıra
[dergipark.org.tr : Üniversitelerdeki FETÖ Yapılanması: Türk Üniversitelerinden İhraç Edilen Akademisyenler Üzerine Bir Araştırma, 2017].2016’da “Barış için Akademisyenler İnisiyatifi” bildirisine imza verenler de olmuş, bilâhare onlar da beraat etmişlerdir.
2020’de ise bütün dünyayı kasıp kavuran CoViD-19 pandemisi, yaklaşık iki yıl eğitim-öğretimi sekteye uğratmış, mecburen teorik dersler ve sınavlar uzaktan bilgisayarlı eğitime geçmişlerdir. Trakya Üniversitesi’nin bilgi işlem altyapısı bu sıkıntılı günlerden başarı ile geçmiştir. Üniversite Hastanesi de CoViD teşhis ve tedavi merkezine dönüştürülmüş ve bölge insanına sağlık hizmetlerini aksatmamıştır. Diş Hekimligi Fakültemiz de zorunlu tedbirler alarak acil hastaları çevirmemiştir.


KURUCU REKTÖR
PROF. DR. AHMET KARADENİZ
(1925, Tirebolu – 29 Kasım 2020, İstanbul)
Vefatının birinci yılında Trakya Üniversitesi’nin Kurucu Rektörü Prof Dr Ahmet Tarık Karadeniz’i minnetle yâd etmekteyiz. 1925 yılında Tirebolu’da (Giresun) dünyaya gelmiş, ilköğrenimini doğduğu kentte, lise öğrenimini İstanbul Vefa Lisesinde tamamlamıştır. 1943’te İstanbul Tıp Fakültesi’ne girmiş, mecburî hizmetli yatılı okumuş ve 1950’de Tıp doktoru olarak mezun olmuştur. Mecburi hizmet ve askerlik sonrası 1954’te Genel Cerrahi asistanlığına başlamış, fakat 1956’da klinik direktörü Ord. Prof. Kazım İsmail Gürkan tarafından ABD’ye gönderilmiş ve 7 yıl burada kalmıştır – Genel Cerrahi ihtisası sonrası Göğüs Cerrahisi de yapmıştır. 1964’te Türkiye’ye döndükten sonra, her iki uzmanlık alanında denklik sınavlarına girmiş ve Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde “Göğüs Cerrahisi Merkezleri” kurmaya başlamıştır: Heybeliada Sanatorymu’nda 13 yıl, Yedikule Hastanesinde 3 yıl ve Taksim İlkyardım Hastanesinde 1 yıl çalışmıştır. Bu esnada 1972’de Doçentlik sınavına girmiş ve Torasik Cerrahi Doçenti olmuştur. 1981’de emekliliğini istemiş ve Özel Vatan Hastanesine geçmiş iken YÖK yasasından yararlanmış, profesörlük tezi hazırlamış ve Haziran 1982’de Samsun Tıp Fakültesinde Profesör olmuştur.
31 Temmuz 1982’de yeni kurulan Trakya Üniversitesi’ne ilk Rektör olarak atanmış ve toplam 10 yıl (5-er yıllık iki dönem) Edirne’de “Kurucu Rektör” olarak görev yapmıştır. Sıfırdan başlayarak ve olağanüstü çabalar harcayarak Trakya Üniversitesi’nin fiziki alt yapısını, idari ve akademik örgütlenmesini gerçekleştirmiştir. Kırklareli’nden Biga’ya kadar uzanan geniş sahada dört İl’e (Edirne, Kırklareli, Tekirdağ ve Çanakkale) yayılan bir “Bölge Üniversitesi”ni Türk yüksek öğretiminin hizmetine katmıştır. Emekli olmasından sonra ayrılan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi ve Kırklareli Üniversitesi’nin sahip oldukları arsaların ve binaların kamulaştırılmasında, inşaatların başlatılmasında, meslek yüksek okulların yaygınlaşmasında birinci derece sorumlu ve yönlendirici olmuştur. Heyecan aşılayan, durmak bilmeyen, yapıcı ve enerjik kişiliği ile ilk 10 yıla (1982-1992) damgasını vurmuştur. Bu süreçte sağ kolu olan Kurucu Genel Sekreter Av. Önder Korkmaz ve sol kolu olan Kurucu Personel Daire Başkanı İbrahim Kırgöz ile uyumlu çalışmıştır.
Edirne’yi gerçek bir Üniversite kenti yapma arzusunda idi ve büyük düşünüyordu. İngiltere’nin ünlü Oxford ve Cambridge Üniversitelerine gitmiş ve geleneksel kürek müsabakalarına şahit olmuştu. Günün birinde Edirne’de de böyle yarışların düzenleneceğine inanıyordu. Bunun için Tunca ve Meriç nehirlerinin birleşmesinden sonra (belki Süvari Köprüsü hizasında) su seviyesini birkaç metre yükseltecek bent inşa edilmesi yeterli olacaktı. Tabii ki, nehirlerin kıyıları ıslah edilecek, rıhtımlar yapılacak ve yatakları temizlenecekti Allah uzun ömür vermişti, 95 yaşına kadar yaşadı, maalesef hayal ettiklerini göremedi. Tunca ve Meriç’in suları aktı gitti, taştı gitti, su sporları ve kürek yarışları Oxford ve Cambridge patentinde kaldı. Fakat minnettar nesiller Tıp Fakültesi Ameliyathane kompleksine ve Mühendislik Fakültesi yerleşkesine “Prof. Dr. Ahmet Karadeniz”in adını verdi. Edirne Belediyesi de 25 Kasım 2017 tarihinde kendisini “Fahri Hemşehri” ilan etti. Çok yaşlı ve hasta olan Ahmet Karadeniz gelemedi, eşi Aysel Hanım ve kızı Şehnaz Karadeniz (doktor ve göz hastalıkları profesörü) törene katıldılar ve Belediye Başkanı Recep Gürkan’ın elinden beratı aldılar.
Üniversitemizin akademik törenlerine ve 25-inci yıl kutlamalarına hep katılmıştır. Bu fani dünyayı terk ettikten sonra da çalışkanlığı ve dürüstlüğü ile anılacaktır. Edirne’nin iftihar ettiği kalıcı eseri Trakya Üniversitesi önümüzdeki yıl (2022’de) 40 yaşını doldururken, kurucusunun ruhu şâd olacaktır. Mekanı cennet olsun!
29 Kasım 2021



